Teknokentler, teknoloji ve yenilik odaklı girişimciler için önemli fırsatlar sunan özel bölgelerdir. Bu bölgelerde faaliyet gösteren firmalar, devlet tarafından sağlanan çeşitli vergi muafiyetleri ve teşviklerden yararlanarak, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına daha fazla bütçe ayırma imkanı elde eder. Teknokent istisnaları sayesinde firmalar, maliyetlerini azaltarak küresel pazarda daha rekabetçi hale gelebilir.
Bu istisnalar, teknokent içinde gerçekleştirilen Ar-Ge ve yazılım faaliyetlerine yönelik olup, özellikle kurumlar vergisi, KDV, gelir vergisi stopajı ve SGK işveren prim desteği gibi alanlarda büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak bu teşviklerden yararlanabilmek için firmaların belirli kriterleri yerine getirmesi ve faaliyetlerini mevzuata uygun şekilde sürdürmesi gerekmektedir. Aşağıda, teknokentlerde sunulan başlıca vergi istisnaları ve teşvikler detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
Kurumlar Vergisi İstisnası
Teknokentlerde yer alan firmalar, bölge içinde yürüttükleri Ar-Ge ve yazılım faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar üzerinden kurumlar vergisi ödemekten muaf tutulmaktadır. Bu istisna, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında sağlanmakta olup, belirlenen süre boyunca devam etmektedir.
Bu vergi avantajı sayesinde teknokent şirketleri, kârlarını daha fazla Ar-Ge çalışmasına yönlendirme ve yeni projeler geliştirme fırsatı bulmaktadır. Özellikle teknoloji tabanlı girişimler için büyük bir maliyet avantajı sağlayan bu muafiyet, ülkemizdeki Ar-Ge faaliyetlerini teşvik eden en önemli unsurlardan biridir.
Kurumlar vergisi istisnasından yararlanma şartları:
-
Şirketin teknokent içinde kurulmuş veya bir şubesinin teknokentte faaliyet gösteriyor olması gerekir.
-
Gelirlerin yalnızca teknokent bölgesinde gerçekleştirilen Ar-Ge ve yazılım faaliyetlerinden elde edilmesi gerekmektedir.
-
İlgili faaliyetlerin, teknokent yönetimi tarafından onaylanan bir proje kapsamında yürütülmesi şarttır.
Katma Değer Vergisi (KDV) İstisnası
Teknokentlerde üretilen yazılım ve Ar-Ge hizmetleri belirli şartlar altında KDV’den muaf tutulmaktadır. Bu istisna, hem teknokent firmalarına hem de bu firmalardan hizmet alan diğer işletmelere önemli bir maliyet avantajı sağlamaktadır.
Özellikle aşağıdaki yazılım ve teknoloji hizmetleri KDV’den muaf tutulmaktadır:
-
Sistem yönetimi, veri yönetimi ve iş uygulamaları
-
Sektörel yazılım çözümleri
-
Siber güvenlik ve yapay zeka tabanlı yazılımlar
-
Mobil uygulamalar ve bulut bilişim hizmetleri
Bu istisna sayesinde yazılım geliştiren firmalar, hizmetlerini daha rekabetçi fiyatlarla sunabilmekte ve yerli yazılım sektörünün büyümesine katkı sağlayabilmektedir.
Gelir Vergisi Stopaj Teşviki
Teknokentlerde çalışan Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisi stopajı, devlet tarafından karşılanmaktadır. Bu teşvik, işletmelerin nitelikli çalışanları daha düşük maliyetlerle istihdam etmesine yardımcı olmaktadır.
Özellikle yüksek mühendislik bilgisi gerektiren sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için bu teşvik büyük önem taşımaktadır. Çalışanlar açısından da avantajlı olan bu istisna, maaşların daha yüksek seviyede korunmasını sağlar.
Gelir vergisi stopaj teşvikinden kimler yararlanabilir?
-
Teknokent sınırları içinde çalışan Ar-Ge, yazılım ve tasarım personeli
-
Proje bazlı çalışan mühendisler, veri bilimciler ve araştırmacılar
-
Teknik destek sağlayan belirli pozisyonlardaki personeller
Bu teşvikten yararlanabilmek için çalışanların teknokent içinde tam zamanlı olarak istihdam edilmesi ve resmi kayıtlarının teknokent yönetimi tarafından onaylanmış olması gerekmektedir.
SGK İşveren Prim Desteği
Teknokentlerde istihdam edilen personelin SGK primlerinin işveren payının belirli bir kısmı devlet tarafından karşılanmaktadır. Bu teşvik, firmaların personel maliyetlerini düşürerek daha fazla çalışan istihdam edebilmesine olanak tanımaktadır.
Özellikle büyüme aşamasında olan start-up’lar ve KOBİ’ler için büyük önem taşıyan bu destek sayesinde firmalar, daha az maliyetle nitelikli iş gücü istihdam edebilmektedir. Bu durum, Türkiye’deki teknokentlerin cazibesini artırarak, yerli ve yabancı girişimcileri bu bölgelerde yatırım yapmaya teşvik etmektedir.
SGK teşvikinden yararlanma şartları:
-
Çalışanların teknokent sınırları içinde tam zamanlı olarak çalışması gerekir.
-
İlgili personelin Ar-Ge veya yazılım geliştirme projelerinde görev alması şarttır.
-
Destek, teknokent yönetimi tarafından düzenli olarak denetlenmekte ve ilgili belgelerin eksiksiz sunulması gerekmektedir.
Gümrük Vergisi ve Damga Vergisi İstisnaları
Teknokent firmalarının Ar-Ge faaliyetleri kapsamında yurtdışından getirdiği belirli malzeme ve ekipmanlar, gümrük vergisinden muaf tutulmaktadır. Bu istisna sayesinde firmalar, özellikle yüksek maliyetli teknoloji ürünlerini daha uygun fiyatlarla temin edebilmektedir.
Ayrıca, teknokentlerde gerçekleştirilen sözleşmeler ve resmi belgeler damga vergisinden istisna tutulmaktadır. Böylece, firmalar yasal işlemlerini daha düşük maliyetle gerçekleştirme imkanına sahip olmaktadır.
Gümrük vergisi ve damga vergisi istisnalarından kimler faydalanabilir?
-
Teknokentlerde faaliyet gösteren Ar-Ge ve yazılım şirketleri
-
Üniversite-sanayi iş birliği projelerinde görev alan kuruluşlar
-
Teknokent içinde yatırım yapan uluslararası teknoloji firmaları
Bu istisnalar, özellikle küresel çapta faaliyet gösteren firmalar için büyük bir avantaj sağlamakta ve Türkiye’deki teknokentlere yabancı yatırımcı ilgisini artırmaktadır.
Teknokent istisnaları, teknoloji ve inovasyon alanında faaliyet gösteren girişimciler için büyük avantajlar sunmaktadır. Kurumlar vergisi muafiyeti, KDV istisnası, gelir vergisi stopaj desteği, SGK işveren prim teşviki ve gümrük vergisi muafiyeti gibi avantajlar sayesinde firmalar, Ar-Ge ve teknoloji geliştirme faaliyetlerine daha fazla kaynak ayırabilmektedir.
Bu teşviklerden maksimum düzeyde faydalanabilmek için firmaların teknokent yönetimi ile sürekli iletişim halinde olması, gerekli başvuruları eksiksiz yapması ve mevzuata uygun şekilde faaliyet göstermesi büyük önem taşımaktadır. Teknokentlerde şirket kurmayı planlayan girişimciler, bu istisnalardan yararlanarak işletmelerini daha güçlü bir şekilde büyütebilir ve uluslararası rekabet gücüne sahip olabilirler.